Kenenin Vücuttan Çıkarılması
Kenenin Vücuttan ÇıkarılmasıKene ısırıkları sıklıkla ağrısız olduğu için, genellikle ısırılan kişiler keneyi ancak ısırılmadan sonra, hatta kene kan emerek şiştikten sonra fark ederler.
Kenenin fark edildikten sonra en kısa sürede kurbandan uzaklaştırılması önemlidir.
Keneler tarafından bulaştırılan Lyme hastalığıyla ilgili olarak yapılmış olan insan ve hayvan çalışmalarında kenenin kaldığı sürenin uzaması ile hastalık geçis riskinin arttığı gösterilmiştir. Özellikle bu süre 24 saat ve üzerinde ise risk istatistiksel olarak anlamlı olacak şekilde artmaktadır, hatta süre 48 saatten fazla ise risk artışı daha da belirgin olmaktadır.
Kenenin fark edildikten sonra en kısa sürede kurbandan uzaklaştırılması önemlidir.
Keneler tarafından bulaştırılan Lyme hastalığıyla ilgili olarak yapılmış olan insan ve hayvan çalışmalarında kenenin kaldığı sürenin uzaması ile hastalık geçis riskinin arttığı gösterilmiştir. Özellikle bu süre 24 saat ve üzerinde ise risk istatistiksel olarak anlamlı olacak şekilde artmaktadır, hatta süre 48 saatten fazla ise risk artışı daha da belirgin olmaktadır.
Kırım Kongo kanamalı ateşi geçişine neden olan Hyalomma marginatum Akdeniz hyalomması olarak da bilinir. Hyalomma soyuna ait keneler, küçük omurgalılardan kan emerken virüsleri alır, gelişme evrelerinde muhafaza ederler ve insan veya hayvanlardan kan emerken virüsleri de bulaştırırlar, bu nedenle, sürenin uzun olması hastalığın bulaşma riskinde artışla paralellik gösterebilir. Bir diğer ifade sekli ile kenelerin neden olduğu hastalıklardan korunmak için kenenin görülür görülmez çıkartılmasının gerekli olduğu söylenebilir.
Kenenin mümkün olan en kısa sürede çıkartılması kadar, bütün olarak çıkartılması da önemlidir. Özelikle kenenin baş ve ağız kısmının tam olarak çıkartılmasına özen gösterilmelidir. Kene ısırması ile birlikte, kan emebilmek için baş kısmını derinin içerisine doğru sokar. Bu nedenle bakıldığında genellikle sadece gövde, karın ve ayak kısımları görülür. Bas veya ağız kısmından salgılanan ve daha sıkı tutunmayı sağlayan sekresyonlar da enfeksiyonların bulaşmasında rol oynayabileceği için kenenin parçalamadan çıkartılması gereklidir. Eğer kene çıkartılırken, bas kısmı ayrılacak ve cilt içinde kalacak olursa enfeksiyon riski devam eder ve granulom olusumuna da neden olabilir. Kene çıkartılması sırasında baş kısmının çevrilir veya burkularak çıkartılacak olursa bu kenenin enfeksiyon ajanlarını taşıyan sekresyonlarının salgılanmasına, tükürülmesine ve atılmasına neden olacağı için enfeksiyon riskini artırır.
Kenenin ısırdığı yerden çıkartılması sırasında asla çıplak elle temas edilmemelidir, çıkartılırken hem sekresyonları ile temas riski, hem de tekrar çıkartmaya çalışan kişiyi ısırabileceği için önlem alınmalı, eldiven giyilmelidir. Ayrıca mümkünse kene olası incelemeler için cam bir tüp veya küçük kavanoz içerisinde saklanmalıdır. Kenenin çıkartılması ile ilgili olarak pek çok yöntem tarif edilmis olmakla birlikte bilimsel olarak kanıtlanmıs; enfeksiyon riskini azaltan veya diğerlerine göre üstün olan bir yöntem bugün için net olarak ortaya konulabilmis değildir. Bunlar arasında özellikle kibrit veya çakmakla sıcak uygulanması, üzerine alkol, mazot, benzeri ürünler dökülmesi veya sürülmesi veya dikiş ipliğinin kenenin boyun veya karın kısmında geçirilerek çıkartılması asla yapılmamalıdır. Bu işlemler kenenin tükrük salgısında artmaya ve hatta kusmasına neden olacağı için teorik olarak enfeksiyon riskinin artışına neden olur.
Bugün için, kene çıkartılması için en çok önerilen yöntem, kenenin mekanik olarak çıkartılmasıdır. Hastane veya sağlık kurumu şartlarında kör uçlu (ucu keskin olmayan), açılı forceps ile baş kısmından tutularak çıkartılması en geçerli yaklaşımdır. Kene çıkartıldıktan sonra antiseptik solüsyon ısırılma yerine uygulanmalıdır ve ısırılan kişiye Kırım Kongo kanamalı atesi ve kene ile bulasan diğer hastalıklar (özellikle Lyme hastalığı) hakkında bilgi verilmeli semptomları anlatılmalıdır. Kırım Kongo kanamalı atesine yönelik olarak profilaktik antiviral tedavi yaklasımı bugün için bulunmamaktadır. Lyme hastalığına yönelik olarak da kene ısırığı sonrasında rutin profilaktik antibiyotik önerisine yönelik olarak kesin bir fikir birliği yoktur. Lyme hastalığının göreceli olarak daha sık olarak görüldüğü Amerika Birleşik Devletleri’nde Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (Centers for Disease Control and Prevention – CDC) ve Amerika Enfeksiyon Hastalıkları Derneği (Infectious Disease Society of America) rutin antimikrobiyal ajan önermemektedir. Bununla birlikte hastalık açısından yüksek risk taşıyan gebeler ve endemik bölgelerde yasayanlara antibiyotik başlanabilir.
Kesin bir korunmanın olmadığı bu hastalıkların geçişinde kene ısırıklarının önlenmesi temel korunma yaklaşımı gibi görünmektedir. Bu amaçla mümkün olduğu kadar kenelerin bulunduğu alanlardan (hayvan barınakları, piknik amaçlı gidilen su kenarı, otlak seklindeki yerler, çalı çırpı ve gür ot bulunan yerler, av alanları, orman vb.) kaçınılması gerekmektedir. Eğer bu tür ortamlarda bulunuluyorsa çıplak ayakla veya kısa giysiler giyilmemelidir (lastik çizme giyilmeli veya pantolonların paçaları çorap içine alınmalı), boyuna mendil veya eşarp sarılmalıdır, vücut belirli aralıklarla kene yönünden aranmalı; vücuda yapışmamış olanlar dikkatlice toplanılmalı, yapışan keneler ise ezilmeden ve kenenin ağız kısmı koparılmadan (bir pensle sağa sola oynatarak, çivi çıkarır gibi) alınmalıdır.